Üst Manşet

21-07-2025

13:49

Afrika’da Darbeler Dönemi Geri mi Dönüyor? Kıta Genelinde Demokratik Gerileme Alarmı

Afrika’da Darbeler Dönemi Geri mi Dönüyor? Kıta Genelinde Demokratik Gerileme Alarmı

Afrika’da Darbeler Dönemi Geri mi Dönüyor? Kıta Genelinde Demokratik Gerileme Alarmı

Afrika’da Art Arda Gelen Askeri Müdahaleler, Bölgesel İstikrarı Tehdit Ediyor
  • 101
  • 0

Son yıllarda Afrika kıtası, yeniden askeri müdahalelerin gölgesine girmeye başladı. Mali, Burkina Faso, Nijer, Gine ve Sudan gibi ülkelerde art arda gerçekleşen darbeler, kıtadaki demokratik kazanımların ciddi biçimde tehlikede olduğunu gösteriyor. Soğuk Savaş sonrası dönemde azalan darbe girişimleri, bugün özellikle Batı Afrika'da yeniden gündeme geldi ve istikrar arayışındaki bölgeleri daha da kırılgan hale getirdi.

Askeri Müdahalelerin Nedenleri

Afrika’da darbelere zemin hazırlayan temel nedenler arasında kötü yönetişim, yolsuzluk, seçim hileleri, güvenlik açıkları ve toplumsal memnuniyetsizlik öne çıkıyor. Birçok ülkede sivil hükümetler, demokratik kurumları güçlendirmek yerine otoriterleşme eğilimi gösterdi. Bu da halkın orduya olan güvenini artırarak askeri müdahalelere zemin hazırladı.

En Kritik Örneklerden Biri: Nijer

2023’te gerçekleşen Nijer darbesi, hem bölge hem de uluslararası toplum açısından büyük bir kırılma anıydı. ABD ve Fransa’nın önemli askeri üslerinin bulunduğu ülkede, demokratik yollarla seçilen hükümetin devrilmesi, Batı'nın Afrika politikaları açısından da bir sınav oldu. Darbe sonrası Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) sert yaptırımlar açıklasa da, etkili bir müdahale sağlanamadı.

Afrika Birliği'nin Rolü Sorgulanıyor

Afrika Birliği (AU), askeri darbelere karşı yaptırım kararları alsa da, bu kararların uygulanabilirliği sınırlı kaldı. Kurumun etkinliğinin sorgulanması, kıtada siyasi boşluklara ve bölgesel kutuplaşmalara neden oluyor. Askeri yönetimlerin sivillere iktidarı devretme konusunda isteksiz davranması, AU'nun itibarını zedeliyor.

Batı’nın Çifte Standardı Eleştiriliyor

Darbe sonrası bazı Batılı ülkelerin ekonomik ve askeri çıkarları doğrultusunda sessiz kalması ya da zayıf tepki vermesi, Afrika kamuoyunda çifte standart eleştirilerini artırıyor. Özellikle Fransa’nın eski sömürgelerindeki nüfuzu ve müdahaleci politikaları, birçok ülkede tepkiyle karşılanıyor. Bu da askeri yönetimlerin “anti-emperyalist” söylemlerle halk desteği bulmasına zemin hazırlıyor.

Jeopolitik Rekabet ve Yeni Aktörler

Afrika’daki güç boşluğu, Çin, Rusya ve Türkiye gibi ülkelerin bölgeye daha aktif şekilde dahil olmasına yol açtı. Rusya’nın özel askeri şirketi Wagner'in bazı ülkelerde darbe sonrası hükümetlerle çalıştığı iddiaları, kıtadaki güvenlik dinamiklerini değiştiriyor. Çin ise ekonomik yatırımlarla nüfuz alanını artırıyor. Bu durum, Afrika’da çok kutuplu bir jeopolitik denklem oluşturuyor.

Demokrasinin Geleceği ve Sivil Toplum Mücadelesi

Tüm bu gelişmelere rağmen, Afrika’da demokrasiyi savunan güçlü sivil toplum örgütleri, genç hareketler ve bağımsız basın kanalları hâlâ önemli bir direnç noktası oluşturuyor. Seçim güvenliği, insan hakları ve ifade özgürlüğü alanında verilen mücadele, karanlık tabloya rağmen umut verici gelişmelerin habercisi olabilir.

Sonuç: Kıta Yeni Bir Kavşakta

Afrika, siyasi tarihinde kritik bir yol ayrımında. Art arda gelen darbeler, demokratik kazanımların hızla geriye gitmesine neden olurken, kıtanın dış müdahalelere açık yapısı da krizi derinleştiriyor. Uluslararası toplumun ve bölgesel örgütlerin daha kararlı ve eşitlikçi politikalar geliştirmemesi durumunda, bu kırılganlık uzun vadeli istikrarsızlıklara yol açabilir.

Yorumlar (0)

Yorum Yaz

Öne Çıkanlar!

Neler Popüler

Son Yazılar

Bülten'e Kayıt Olun

Bildirim Almak İçin E-Postanızı Girin.