Üst Manşet

21-07-2025

13:35

Orta Doğu’da Yeni İttifak

Orta Doğu’da Yeni İttifak

Orta Doğu’da Yeni İttifak

Suudi Arabistan ve İran'dan sürpriz adım: Bölgesel iş birliği masada
  • 135
  • 0

Orta Doğu siyasetinde tarihi bir gelişme yaşanıyor. Yıllardır bölgedeki birçok çatışmada karşıt saflarda yer alan Suudi Arabistan ve İran, diplomatik ilişkilerini normalleştirme yolunda önemli adımlar atıyor. Çin’in ara buluculuğunda başlayan müzakereler, iki ülke arasında uzun süredir askıya alınmış olan büyükelçiliklerin yeniden açılmasıyla sonuçlandı.

Bu gelişme, sadece Körfez bölgesi değil, tüm Orta Doğu için yeni bir dönemin habercisi olarak görülüyor. Analistler, Riyad ile Tahran arasındaki yumuşamanın Yemen, Suriye, Lübnan ve Irak gibi ülkelerdeki istikrarsızlığı doğrudan etkileyebileceğine dikkat çekiyor.

Çin Ara Buluculuğunda Başlayan Süreç

Mart 2024’te Çin’in başkenti Pekin’de bir araya gelen Suudi ve İran heyetleri, uzun süren görüşmelerin ardından diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasına yönelik bir mutabakat imzaladı. Bu adım, bölgedeki birçok ülke tarafından memnuniyetle karşılandı. Özellikle Çin’in bu süreçte aktif rol alması, Pekin’in küresel siyasetteki diplomatik gücünü de gözler önüne serdi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, “Orta Doğu’da kalıcı barışın yolu diyaloğa açık olmaktan geçiyor. İran’la aramızdaki sorunları masa başında çözmeyi hedefliyoruz,” açıklamasında bulundu.

İran Dışişleri Bakanlığı ise sürecin “karşılıklı saygı” ve “egemenlik ilkelerine bağlı kalınarak” yürütüldüğünü vurguladı.

Bölgesel Yansımaları Ne Olacak?

Suudi Arabistan ve İran arasındaki ilişkiler, uzun yıllardır Sünni-Şii eksenli rekabet ve vekâlet savaşları ile gölgelenmişti. Yemen'deki iç savaşta Suudi Arabistan hükümet güçlerini, İran ise Husileri destekliyordu. Benzer biçimde Suriye ve Lübnan gibi ülkelerde de iki ülkenin farklı gruplara verdiği destek, bölgeyi istikrarsızlaştırıyordu.

Ancak son dönemde her iki ülkenin de ekonomisini çeşitlendirme ve dış tehditleri azaltma yönünde attığı adımlar, bu yumuşama sürecini mümkün kıldı. Özellikle Suudi Arabistan’ın “2030 Vizyonu” çerçevesinde iç reformlara odaklanması ve İran’ın ambargolar nedeniyle yaşadığı ekonomik baskılar, diyaloğu teşvik etti.

ABD ve İsrail Süreci Yakından İzliyor

Washington yönetimi, Suudi Arabistan ve İran arasındaki bu normalleşmeyi temkinli bir iyimserlikle izliyor. ABD, özellikle İran’ın nükleer programı konusunda Riyad’ın tavrını merakla bekliyor. İsrail ise bu gelişmeden rahatsızlığını gizlemiyor. Tel Aviv, İran’ın bölgedeki etkisinin artmasından endişe duyuyor ve Suudi Arabistan ile İsrail arasında yürütülen gizli temasların bu süreçten nasıl etkileneceği belirsizliğini koruyor.

Ekonomik ve Enerji İş Birliği İhtimali

Diplomatik yakınlaşmanın en dikkat çeken boyutlarından biri de enerji alanındaki potansiyel iş birliği. Her iki ülke de dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip. Olası bir enerji koordinasyonu, küresel enerji piyasalarını da etkileyebilir. Bu bağlamda OPEC+ toplantılarında Riyad ve Tahran’ın daha yakın pozisyonlar alabileceği ifade ediliyor.

Ayrıca ticaret hacminin artırılması, yatırım projeleri ve ortak altyapı çalışmaları da iki ülke arasındaki diyaloğun ekonomik ayağını oluşturacak.

Arap Dünyasında Yeni Bir Denge Arayışı

Bu gelişme, Arap dünyasında da yeni denge arayışlarına neden oluyor. Körfez ülkeleri, bu yumuşamayı fırsat olarak değerlendirirken; Mısır, Ürdün ve Katar gibi ülkeler de Orta Doğu’daki bölünmüşlüğün sona ermesini umut ediyor.

Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn gibi ülkeler de İran ile diplomatik ilişkilerini yeniden canlandırma sürecine girdi. Bu durum, bölgede uzun süredir devam eden kutuplaşmayı azaltabilir.

Yorumlar (0)

Yorum Yaz

Öne Çıkanlar!

Neler Popüler

Son Yazılar

Bülten'e Kayıt Olun

Bildirim Almak İçin E-Postanızı Girin.