Üst Manşet

21-07-2025

13:20

Yapay Zekâ İçin Küresel Çağrı

Yapay Zekâ İçin Küresel Çağrı

Yapay Zekâ İçin Küresel Çağrı

Dünya liderlerinden yapay zekâ çağrısı: Etik ve kontrol şart
  • 100
  • 0

Teknoloji dünyasında devrim niteliği taşıyan yapay zekâ (YZ) uygulamaları, artık sadece bilimsel bir gelişme değil, küresel siyasetin ve ekonominin öncelikli gündem maddelerinden biri haline geldi. Son aylarda dünyanın dört bir yanından devlet yetkilileri, teknoloji şirketleri ve uzmanlar, yapay zekânın etik sınırları, güvenlik riskleri ve toplumsal etkileri üzerine tartışmalar yürütüyor. Ortak bir düzenleme ve denetim mekanizması oluşturulması konusunda ise giderek artan bir fikir birliği oluşuyor.

Yapay Zekâ: Fırsatlar Kadar Tehditler de Barındırıyor

Yapay zekâ, sağlık, eğitim, ulaşım, enerji ve savunma gibi birçok alanda devrim yaratabilecek potansiyele sahip. Ancak beraberinde ciddi riskler de getiriyor. Otomasyonla birlikte iş kayıpları, kişisel verilerin kötüye kullanımı, derin sahtecilik (deepfake), önyargılı algoritmalar ve yapay zekâ destekli silah sistemleri gibi konular, dünya genelinde alarm veriyor.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada, “Yapay zekânın potansiyelinden yararlanırken, aynı zamanda insanlık için risk teşkil etmemesi adına acilen küresel bir denetim sistemi kurulmalıdır,” ifadelerini kullandı.

ABD, AB ve Çin: Ayrı Yolculuklar, Ortak Endişeler

ABD, teknoloji şirketlerinin liderliğinde yapay zekâ alanında önde giden ülkelerden biri. OpenAI, Google DeepMind, Microsoft ve Meta gibi şirketler kendi modellerini geliştirirken, Biden yönetimi etik çerçeve ve şeffaflık ilkeleri üzerinde çalışıyor. Beyaz Saray geçtiğimiz aylarda, yapay zekâ geliştiren firmalarla “gönüllü taahhütler” içeren bir güvenlik protokolü imzaladı.

Avrupa Birliği ise daha sıkı bir yaklaşım benimseyerek “AI Act” (Yapay Zekâ Yasası) üzerinde nihai anlaşmaya vardı. Bu yasa, yapay zekâ sistemlerini risk düzeyine göre sınıflandırıyor ve yüksek riskli sistemler için ciddi yasal yükümlülükler getiriyor.

Çin ise devlet destekli yapay zekâ gelişimini stratejik bir öncelik olarak görüyor. Ancak Pekin yönetimi, özellikle sosyal denetim sistemlerinde yapay zekâyı yaygın biçimde kullanarak insan hakları savunucularının eleştirilerine maruz kalıyor.

Uluslararası Zirveler ve İş Birliği Girişimleri

Kasım 2024’te İngiltere’de düzenlenen “AI Safety Summit” (Yapay Zekâ Güvenliği Zirvesi), bu alanda atılan en önemli adımlardan biri oldu. Zirvede 28 ülke, yapay zekânın kötüye kullanımını önlemek ve küresel standartlar belirlemek amacıyla bir iş birliği protokolü imzaladı. Japonya, Kanada, Almanya ve Brezilya gibi ülkeler de ulusal stratejilerini duyurarak küresel düzenlemeye katkı sunma sözü verdi.

Ayrıca G7, OECD ve G20 platformlarında da yapay zekâ gündem maddesi olarak öne çıkmaya başladı. Özellikle gelişmekte olan ülkeler, bu teknolojinin eşitsizliği derinleştirebileceği uyarısında bulunarak destek fonları talep ediyor.

Etik ve İnsan Hakları Vurgusu Öne Çıkıyor

Yapay zekânın denetiminde en fazla üzerinde durulan başlık “etik” ve “insan onuru” oldu. UNESCO’nun yayınladığı etik kılavuzda, yapay zekânın insan haklarına uygun şekilde geliştirilmesi gerektiği, karar verme süreçlerinde şeffaflık ve hesap verebilirliğin şart olduğu vurgulandı.

Öte yandan sivil toplum kuruluşları, otoriter rejimlerde yapay zekânın gözetim ve sansür amaçlı kullanılmasından duydukları endişeyi yineliyor. Uluslararası Af Örgütü, “Yapay zekâ insan haklarının ihlal aracı değil, onları güçlendiren bir araç olmalıdır,” açıklamasında bulundu.

Gelecek Ne Getirecek?

Yapay zekânın gelişimi artık durdurulamaz bir noktada. Ancak bu teknolojinin yönü, nasıl denetlendiğiyle doğrudan bağlantılı. Uzmanlar, uluslararası hukukta boşluklar kapatılmazsa, yapay zekânın yıkıcı etkilerinin kontrol altına alınamayacağı konusunda uyarıyor.

Yorumlar (0)

Yorum Yaz

Öne Çıkanlar!

Neler Popüler

Son Yazılar

Bülten'e Kayıt Olun

Bildirim Almak İçin E-Postanızı Girin.