Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğunda önemli bir adım daha atarak, yapay zekâ teknolojisini eğitim sistemine entegre etmeye hazırlanıyor. 2025-2026 eğitim öğretim yılı itibarıyla hayata geçirilecek olan yapay zekâ destekli kişiselleştirilmiş eğitim sistemi, ilk etapta yedi ilde pilot uygulama kapsamında 5. sınıf öğrencileriyle buluşacak. Bu sistemle birlikte öğrencilerin öğrenme düzeyleri, eksik konuları, güçlü yönleri ve öğrenme alışkanlıkları analiz edilecek; böylece her öğrenciye özel ders akışı oluşturulacak. Yapay zekâ, öğrencinin ihtiyacına göre içeriği uyarlayarak, öğrenme sürecini daha verimli ve bireyselleştirilmiş hale getirecek.

Pilot uygulama hangi illerde yapılacak?

MEB yetkilileri, pilot uygulamanın İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep, Kayseri, Erzurum ve Samsun’da hayata geçirileceğini açıkladı. Her ilde seçilen belirli sayıda devlet okulunda uygulanacak olan sistemin sonuçları detaylı biçimde izlenecek. Uygulamanın ilk sonuçlarının 2026 yılının ortalarında analiz edilmesi ve elde edilen veriler doğrultusunda sistemin ülke geneline yayılması planlanıyor. Eğitim uzmanları, Türkiye’nin bu projeyle OECD ülkeleri arasında yapay zekâ teknolojisini sınıf ortamında sistemli biçimde kullanan öncü ülkelerden biri olacağını vurguluyor.

Sistem nasıl çalışacak?

Yeni sistem, öğrencilerin dijital ortamlarda çözmüş olduğu testleri, ders sırasında gösterdiği performansı ve öğrenme hızını analiz ederek bireysel bir öğrenme profili oluşturacak. Bu profil, öğrencinin eksik kazanımlarını tespit edecek ve tekrar edilmesi gereken içerikleri otomatik olarak sunacak. Yapay zekâ yazılımı, öğrencinin güçlü olduğu alanlarda daha gelişmiş ve detaylı içerikler önerirken, zorlandığı konularda farklı anlatım teknikleri ve örneklerle destek sağlayacak. Bu sayede her öğrenci, kendi öğrenme düzeyine göre yönlendirilecek ve daha etkili bir öğrenme süreci geçirecek. Sistem, öğrencilerin anlık gelişim verilerini de öğretmenlerle paylaşacak ve bu veriler sınıf içi yönlendirmelerde kullanılabilecek.

Öğretmenlere özel eğitim programı

Yapay zekâ destekli eğitim sisteminin sağlıklı işlemesi için öğretmenlerin de teknolojiye uyum sağlaması büyük önem taşıyor. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlere yönelik kapsamlı bir eğitim programı başlattı. Program kapsamında, öğretmenlere dijital içerik kullanımı, veri okuma ve analiz etme, öğrenci profili oluşturma ve sistem üzerinden öğrenci takibi gibi konularda eğitim veriliyor. Bakanlık, 2025 yılı sonuna kadar pilot uygulamanın yapılacağı illerdeki tüm 5. sınıf öğretmenlerinin bu eğitimi tamamlamasını hedefliyor. Ayrıca öğretmenlerin sistemle ilgili karşılaşabilecekleri teknik sorunlar için özel destek hatları da kurulacak.

Milli Eğitim Bakanı Tekin’den açıklama

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yapay zekâ destekli eğitim modelinin sadece bir teknolojik dönüşüm değil, aynı zamanda pedagojik bir reform olduğunu belirtti. Tekin, yaptığı basın açıklamasında, bu sistemin öğrencilerin eşit öğrenme fırsatlarına sahip olmasını sağlamak açısından kritik olduğunu söyledi. "Artık her öğrenciden aynı hızda öğrenmesini beklemek doğru değil. Bu sistemle her öğrencinin öğrenme sürecini kendi potansiyeline göre şekillendireceğiz. Öğrenciyi merkeze alan bir eğitim modeli inşa ediyoruz," diyen Bakan Tekin, bu yaklaşımın Türkiye’de eğitimin niteliğini artıracağını ve öğrenme farklarını azaltacağını ifade etti.

Uluslararası yankı uyandırdı

Türkiye’nin bu adımı, uluslararası eğitim çevrelerinde de ilgiyle karşılandı. OECD Eğitim Teknolojileri Danışma Grubu, Türkiye’nin pilot projesini “geleceğin eğitimi için cesur bir model” olarak tanımladı. Benzer uygulamaların Estonya, Finlandiya ve Güney Kore gibi ülkelerde başarıyla uygulandığına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye’nin altyapı ve öğretmen eğitimi konularındaki kararlılığı sayesinde kısa sürede etkili sonuçlar alabileceğini belirtiyor. Türkiye, bu uygulama ile yapay zekâyı devlet okullarında sistemli şekilde kullanan ilk 10 ülke arasına girmeyi hedefliyor.

Zorluklara dikkat çekiliyor

Her ne kadar proje büyük umutlar vadetse de, bazı eğitim uzmanları uygulama sürecinde karşılaşılabilecek zorluklara da dikkat çekiyor. Özellikle kırsal bölgelerdeki okullarda yeterli dijital donanım ve internet altyapısının bulunmaması, sistemin eşit şekilde uygulanmasını zorlaştırabilir. Ayrıca öğrencilerin ekran karşısında uzun süre geçirmesinin dikkat ve motivasyon açısından olumsuz etkiler yaratabileceği belirtiliyor. MEB ise bu tür riskleri göz önünde bulundurarak donanım desteği, çevrimdışı çalışma seçenekleri ve pedagojik rehberlik gibi önlemler üzerinde çalışıldığını açıkladı.

Sonuç ve beklentiler

Yapay zekâ destekli eğitim sistemi, Türkiye’nin eğitimde dijitalleşme vizyonunun somut bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Pilot uygulamanın başarılı olması halinde, bu modelin tüm sınıf kademelerine yayılması ve eğitimde daha adil, verimli ve sürdürülebilir bir yapıya geçilmesi hedefleniyor. Öğrencilerin kendi hızlarında, kendi yöntemleriyle öğrenmesini sağlayacak bu sistem, yalnızca bilgi aktarımını değil, aynı zamanda öğrenmeyi öğrenme becerilerini de geliştirmeyi amaçlıyor. MEB yetkilileri, bu dönüşümün sadece bugünün öğrencileri için değil, geleceğin üretken bireyleri için de kritik bir yatırım olduğunu vurguluyor.